Kitabın tıbbi tanıtım temsilciliğine dair birçok konuya ışık tutacağını tahmin ediyorum. Eserde hayatınıza yön veren liderleri bulabileceğiniz gibi Jean. Jacques Rousseau’nun “taslak yöneticileri” ni de bulacaksınız. Kâh gülüp kâh dişinizi sıkacaksınız.
Dokuz çocuklu bir ailenin sondan iki numarası. İstenmeyen gebelik sonrası bin dokuz yüz altmış beş yılının kiraz ayında açmış dünyaya gözlerini. Okulda kaç kardeşsiniz sorusuna “Altı kardeşiz, üç de kız var” diye öğretilenlerden. Namı diyar postacı Fahri’den olma Faile ’den doğma.
Çaldım devletin kapılarını arkadan açan yok. Denedim bütün yolları önüme ışık tutan yok. Sene seksen dokuz, yıl bitmek üzere, çaresizlikten ilaç mümessilliğine attım meslekteki ilk adımımı.
Sözünün eri, güvenilir, içten ve samimi, değişime hazır ve hevesli, iyi uygulamaları takip ve hatta taklit eden, meraklı, öğrenmeye ve geri beslemelere açık, güçlü analiz yeteneğine sahip, kişisel ve mesleki gelişimine yatırım yapan, harp olur darp olur diye ikinci seçeneği bulunan, eleştirel bakış açısına sahip, zikir liderlerini değil fikir liderlerini kılavuz edinen, filmsel değil bilimsel uygulamalar peşinde koşan yiğit oğlu yiğittir.
Sektörün kölesi, müşterinin çantacısı, piyasanın eşantiyoncusu değildir. Müdürün mazlumu, şirketin ise kum torbası hiç değildir.
Biz mümessiller yemekte yemeği konuşan meslek grubundanız. Herkes birbirlerine bildiği en iyi yerleri anlatırlar. Hatta yemekten kalkarken bir sonraki yemek yenecek yer bile belirlenmiş bile olur.
Ankara’ya ilk geldiğimde yaz tatilinde herkesin arabasının burnunu güneye doğru çevirdiğini gördüm. Çoğu insan kuzeyin adını bile anmıyordu. Ama yurt dışına gidenler oradaki doğayı övüp övüp bitiremiiyorlardı. Bu nedenledir ki kırk bir yılımın geçtiği, kahrını çektiğim, kahrımı çeken, hayranlığımın Arap ve Suriyelilere rağmen hiç düşmediği memleketime gitmeyenler için kitapta bir bukle yer vereyim istedim. Karadeniz’e gitmeden öbür tarafa gitmeyi denemeyim. Baraj sorusu buradan gelecek. Ona göre ha!
Bu bölümde becerilerimizi iyileştirme ve daha yukarılara taşıma adına alınması gereken eğitimleri özet olarak yazacağım. Daha detaylısını yaşanmış vaka örnekleri ve çözüm önerileriyle birlikte “Yeni Nesil Mümessil” kitabında bulacaksınız.
“Ölçemediğin bir şeyi değerlendiremezsin” Sevgili yöneticilerim o sıcacık ofisinizin giriş kapısına asın bu yazıyı. Yetmez bir de yumuşak koltuğunuza oturduğunuz tam görebileceğiniz bir yer. Zira çoğumuz söze “Bana göre” diye başlıyoruz. Sen kimsin? Satışları anında sayan numaratör mü, IMS’mi, depoların gizli kasası mı? Kimsin? Veri olmadan ve analiz etmeden konuşmayalım lütfen!
Yazdığım bu kitaptan bütünlemeye kalmadan geçersem “Yeni Nesil Mümessil” kitabını yazacağım. Kalırsam da “okur yazar” sanatının okur kısmı ile ilgileneceğim. “Yeni Nesil Mümessil” el kitabında yaşanan olayların çözümünde bize ışık tutacak eğitimleri ele alacaktır.
Ben aslında yürüyen ve ayakta durmaya çalışan bir canlıdan başka bir şey değilim. Bir şey olurum diye daha doğmadan anne karnında başlamışım mücadeleye. Doğduğum yıl ülkemizin erkek ölüm yaş ortalaması kırk dokuz iken şimdilerde yetmişi geçti. Bu bir şanstı benim için! Kendimi hatırladığım yıl dedemin öldüğü yıl. Daha gerisini hatırlamıyorum. Doğumumu saymaz isek yaşamımı şu şekilde bölümleyebiliriz. • Oku da adam ol • Bak postacı geliyor • Köyden indim şehre • Devlet parasız da okutur • Mühendis ol • İş bulamazsan mümessil ol • En güzeli aile ol
Arkadaşlar ben kucağımdaki bütün taşları döktüm. Sıra kitaptaki kahramanlarda ve sizde. Sektörün nerelerden nerelere geldiğini, röprezantlıktan, ürün tanıtım elemanına, çantadan tabletlere, telesekreterden cep telefonuna kadar olan süreçleri dilimin döndüğünce anlattım.